14 Kasım 2012

Bir Milyon Güneş - Beth Revis


Kitap: Bir Milyon Güneş
Yazar: Beth Revis
Yayıncı: Olimpos
Yayın Tarihi: Mayıs 2012
Sayfa Sayısı: 424
Tür: Bilim Kurgu, Distopya, Genç Yetişkin

Godspeed yalanlarla besleniyordu, Şimdi ise kaosla yönetiliyor.
Amy'nin uyandırılışının üzerinden 3 ay geçmişti. Onun için dünyadaki eski bildik yaşamı artık çok gerilerde kalmıştı. Nereye baksa uzay gemisi Godspeed'in tutsak edici duvarlarını görüyordu. Ama ümidini yitirmemişti: Artık Çırak geminin lideriydi ve hayallerini hayata geçirebilmekte özgürdü.
Ama Çırak gemiyle ilgili korkunç gerçeği öğrendiğinde o ve Amy yüzlerce yıl önce hazırlanmış bir bulmacanın parçalarını bir araya getirmek için zamana karşı bir yarışa girmek zorundalar. Bu zorlu yolda ilerlerken beraber çalışıyor olmaları onları birbirlerine yaklaştırırken gemide büyüyen kaos ise uzaklaştırmakta.
Bu kez Revis'in ustalıkla ördüğü tüm gerilim, aksiyon, romantizm, yalanlar ve birleştirilen bulmacanın parçaları tek bir finale işaret ediyor: Gemiyi bir an önce terk etmek zorundalar.
Bu tehlikeli uçuşa devam etmeye hazır mısınız?

Evrenin Ötesi serisinin ikinci kitabıdır. İlk kitap hakkındaki yorumuma buradan ulaşabilirsiniz.
Uyarı: İlk kitabı okumayanlar için spoiler içermektedir.

Bilge'nin ölümünün ve Orion'un dondurulmasının üzerinden 3 ay geçmiştir. Yeni Bilge artık Çırak'tır. Çırak'ın lideriliğinde Godspeed'de kimseye Phydus verilmiyor, insanlar duygu ve düşüncelerini dilediği gibi hayata geçirebiliyordur. Her ne kadar Çırak Godspeed'i dürüst bir lider olarak yönetmeye çalışsa da, insanların istediği lider 16 yaşında kendine Çırak denilmesini isteyen bir çocuk değildir. Çırak bir yandan halkın isyanını bastırmaya çalışırken diğer yandan Godspeed hakkındaki bir başka gerçeği öğrenmenin yükünü taşımaktadır: Gemi yavaşlamamıştır, durmuştur! Ve sebebini kimse bilmemektedir. Amy ise onu hala ucube olarak gören Godspeed halkının arasında dikkatleri üzerine çekmeden yaşamaya çalışmaktadır. Tam da bu sırada babası dahil pek çok dondurulmuş güneş-dünya insanını öldürmeye çalışan Orion'ın kendine bıraktığı bulmacayı bulur ve Çırak ile birlikte gemi hakkındaki gerçeği öğrenme umuduyla bulmacayı çözmeye girişir. Ancak ikisinin de bilmediği isyandan da geminin çalışmamasından da önemli bir sorun vardır. Gemide birisi yeni cinayetler işlemeye başlamıştır. Amy ve Çırak için bir kez daha geriye sayım başlar. Ya düşmanı zamanında bulacak ya da centauri-dünya'ya gitme şanslarını tamamen ellerinden kaçıracaklardır.

İlk kitabın çok zekice kurgulandığını düşünüyorum. Gerçekten hem akıcı hem de merak uyandırıcıydı ancak kitabın o meşhur ilk bölümündeki başarıyı diğer bölümlerde yakalayamadığını söylemeliyim. Kitabı okurken ne kadar beğenmiş olsam da bir şeyler 5 puan vermemi engellemişti. Ben bunu yazarın acemiliğine bağlıyorum. Bu kitapta ise artık usta bir yazar var karşımızda. Baştan sonra temposu hiç düşmeyen, her an yeni bir gerçekle şaşırtan, sonunu önceden anlamanıza asla izin vermeyen bir kitap yazmış yazar ve bir önceki kitapta yaptığı hataların hiçbirini yapmamış. Artık bireysel düşüncesini kazanmış olan karakterler daha iyi ele alınmış, önceki gibi bir kaç karakter üzerinde durulmamış. Godspeed halkının bireysel düşüncelerini kazandıklarında dünya insanlarına ne kadar çabuk benzediğini, insanların şiddete ve isyana ne kadar meyilli olduğunu o kadar iyi anlatmış ki bir an kendimi "Bu insanlar düşünmemeli, Çırak bunlara Phydus vermeye devam etsin!" derken buldum =) Tüm bu olaylara rağmen Çırak'ın Bilge gibi bir lider olmamak için gösterdiği çaba takdire şayan.  

Kitapta Amy ile Çırak arasındaki ilişki inişli çıkışlı bir hal alıyor ve "yoksa bu kitapta da mı aşk yok" sorusunu akıllara getiriyor. Bana göre isyanın ve farklılıkların bu kadar yoğun olduğu zamanlarda karakterlerin ilişkilerinin düzensizlik göstermesi hikayenin daha gerçekçi olmasını sağlamış. Bir sebep yokken kendini aşık sanan karakterlerden benim kadar sıkıldıysanız, eminim siz de bu durumu takdir edeceksinizdir. Sonuçta ilk kitaba nazaran "bu olmuş" dedirtecek bir kitapla karşımıza çıkmış yazar. Ne de iyi etmiş... Tabii kitapta yine ufak tefek mantık hataları vardı. Eh o kadar kusur kadı kızında da olur diyor ve notuma geçiyorum:

Kitaba bayıldım! Bu lafı öyle her kitap için söyleyenlerden olmadığımı daha önceki yazılarımı okuyanlar bilir. O kadar sevdim ki haftaya sınavlar başlıyor ve ben ders çalışmak yerine iki gün aralıksız bu kitabı okudum.  En kısa zamanda seriye başlamanızı şiddetle tavsiye ediyorum! Serinin 3. ve son kitabı yurt dışında 15 Ocak 2013'te çıkıyor. Umarım Olimpos bizi çok fazla bekletmeden çevirir...




Hiç yorum yok :

Yorum Gönder