Alaska'nın Peşinde - John Green

İlk içki     İlk şaka     İlk dost     İlk aşk

Kitap: Alaska'nın Peşinde

Orjinal Adı: Looking for Alaska

Yazar: John Green

Yayıncı: Pegasus

Yayın Tarihi: Ekim 2012

Sayfa Sayısı: 320

Tür: Genç Yetişkin, Romantizm

Goodreads | D&R

Puanım:

Miles Halter, ünlülerin son sözlerine bayılan, sıradan bir gençtir. Evindeki güvenli hayata katlanamadığından François Rabelais'nin ölmeden hemen önce "Büyük Belki" olarak betimlediği bilinmezin ne olduğunu bulabilmek için yatılı okula yazılır. Onu Culver Creek Lisesinde, aralarında Alaska Young da olmak üzere pek çok şey beklemektedir. Zeki, komik, son derece seksi ama bir o kadar perişan halde olan Alaska, Miles'ı kendi labirentine sürükleyecek ve "Büyük Belki" arayışında ona yol gösterecektir.

Michael L. Printz Ödülüne layık görülen Alaska'nın Peşinde, bir hayatın başka bir hayat üstünde ne kadar kalıcı izler bırakabildiğini muhteşem bir dille anlatıyor. Pek çok ödül sahibi John Green'in bestseller olan bu kitabı, çağdaş kurgu kitaplar arasında çığır açan yepyeni bir ses.

Ortalama bir okul hayatı olan ve pek arkadaş edinememiş Miles, ünlülerin son sözlerini ezberlemeyi seven bir gençtir. En sevdiği son sözdeki gibi "Büyük Belki"yi aramak amacıyla babasının okuduğu yatılı okula yazılır. Hayatında ilk kez ailesinden ayrı kalacak olan Miles'ı önceki okullardan çok daha farklı bir deneyim beklemektedir. Yatılı okuldaki oda arkadaşı Chip ile tanıştığı andan itibaren dünyası tersine döner. Chip ve arkadaşları Takumi ve Alaska lisenin haylazlarıdır. Okuldaki en yaratıcı esprilerin sahibi olmalarının yanı sıra sigara, içki, seks gibi okulda yasak görülen şeyleri yapmayı alışkanlık haline getirmişlerdir. Bu arkadaş grubunun Miles'ı aralarından biri olarak görmesiyle Miles hayatındaki ilkleri yaşamaya başlar. Dostluğu ve sır tutmayı, sigara ve içki içmeyi, güzeller güzeli Alaska sayesinde aşık olmayı öğrenir. Bir nevi kendini bulma arayışında hiç beklenmedik bir olayla sarsılan karakterimiz, hayat hakkında deneyimlenecek daha çok şey olduğunu anlayacak ve sorunların üstesinden gelmeye çalışacaktır.

"İnsanlar yağmur olsaydı, ben serpinti olurdum, o ise kasırga."

Miles | Sayfa 130

İlk aşk her zaman en güzel ve en acı deneyim olmuştur. Bir gün bitse bile ufacık bir parçası içinizde yaşamaya devam eder. Miles, Culver Creek Lisesi'ne adımını attığında aşık olacağını düşünmemişti. Tabii bu Alaska ile tanışmasından önceydi. Alaska, güzel, zeki ve biraz da çatlak bir kız. O her erkeğin hayalini kurduğu ama ulaşamadığı kızlardan. Hayatında çok erkek var ama o sadece birisini seviyor. Bu kişinin Miles olduğunu söylemeyi çok isterdim ama maalesef o değil =( İşte aşk böyle bir şey. Bazen imkansız olanı istemenize sebep oluyor. Büyük Belki'yi aramaya gittiğimiz lisede her şey bir anda Alaska ile ilgili olmaya başlıyor. Onun verdiği tepkiler, onun söylediği sözleri, onun yaşattığı ilkler ve niceleri...

Miles'in ilk aşkı ve dostluğu deneyimlediği kitapta kendinizden bir şeyler bulmanız mümkün. (Çok da kendinizi bulacağınızı düşünmüyorum gerçi. Aradaki kültür farklı çok bariz =D ) Okuduğum ilk John Green kitabı olma özelliğini taşıyan Alaska'nın Peşinde zevkle okuduğum kitaplardan birisi olmayı başardı. Yazar, Miles ve arkadaşlarının yolculuğunu öyle akıcı ve eğlenceli bir dille anlatmış ki kitabı çabucak bitireceğinize ve sonunda duygulanacağınıza eminim. Kitap iki bölümden oluşuyor. Öncesi ve sonrası. İlk bölümde John'un zekice sözleriyle hayran kalıp esprilerine gülerken ikinci bölümde bol bol duygulanıp yaşananları kabul etmek istemedim. Neyin öncesi ve sonrası olduğunu söyleyerek size kooocaman bir spoiler vermeyeceğim ve umuyorum yorumları okuyup ne olduğunu öğrenmemişsinizdir. Çünkü sanırım kitapta beni en derinden etkileyen olay buydu ve kitabı okumadan önce bilmenizin kitaba olan ilginizi azaltacağına inanıyorum. Sakın öyle bir şey yapmayın! 

24'üme yaklaştığım bu günlerde bana gençliğimi ve aptallıklarımı hatırlatan bir kitap oldu. Seveceğinizi düşünüyorum. Hazır almışken benim gibi ciltlisini alın ;)

Not: Kitabı okurken aklıma hep İngiliz gençlik dizisi Skins geldi. Nicholas Hoult, Kaya Scodelario, Joe Dempsie ve Dev Patel gibi genç oyuncuların yer aldığı diziyi kitabı okuyup sevenlere kesinlikle öneriyorum. Özellikle ilk iki sezon çok iyiydi. Ve Miles'ı dizideki Sid karakterine benzetmekten kendimi alamadım =D