Yazar: Kim Liggett
Yayıncı: Yabancı Yayınları
Çeviri: Aslı Dağlı
Yayıncı: Yabancı Yayınları
Çeviri: Aslı Dağlı
Yayın Tarihi: Mayıs 2016
Sayfa Sayısı: 360
Seri Adı: Blood and Salt #1
Seri Adı: Blood and Salt #1
Tür: Genç Yetişkin, Fantastik, Gizem, Romantizm
Puanım:
Kan ve Tuz… Ash Larkin'in annesinin, uzun süredir kaçtığı ruhani halkına geri dönmeden önce ağzından çıkan son kelimelerdi. Annesini arayan Ash'in yolu Quivira'ya düştüğünde, zamanın ötesindeki bu kasabada uğursuz ve kadim bir şeylerin varlığı onu tutsak etmişti.
Ash bir yandan, atalarından kalan, kavuşamayan âşıklarla ve ölümle, simyayla ve ölümsüzlükle bezenmiş anılarla başa çıkmaya çalışırken, bir yandan da sırlarla dolu ve kan bağıyla yasaklanmış Dane'den uzak durmaya uğraşıyordu.
Bu esnada Quivira halkı 500 yıldır süregelen bir törene hazırlanırken, Ash sadece annesini kurtarmak için değil kendisi için de savaşmak ve çok geç olmadan Quivira hakkındaki gerçekleri ortaya çıkarmak zorundaydı. Tamamen kan ve tuzla sarıp sarmalanmadan önce…
Bu kitabın haklarının alınışı, kitabın yurtdışında çıkması, çeviriye girmesi sonra yayına hazırlanması falan tüm aşamalar gözümün önünde gerçekleşti aslında. Nedense o zamanlar pek ilgimi çekmemişti. Korku-gerilim türlerine hep uzak durmuşumdur zaten. Sonra İzmir Kitap Fuarı'nda elime kitabın ön okuması geçti. Yabancı Yayınları yine cicili bicili basmış, kitap alanların poşetine atıverelim diye. Bir okuyayım dedim ve daha ilk sayfasıydı, kitabın ilk cümlesi beni benden aldı: "Ölü kız mutfak masamızın üstünde tepetaklak asılı duruyordu." Büyük bir merakla stanttaki işimi bırakıp okumaya devam ettim tabii ve o diğer cümle geliverdi: "Ölü kızlar sadece bana aitti." Ortada böyle ürkütücü bir başlangıç varsa o kitabın turunu istememek gibi bir lüksünüz kalmıyor. (Merak edenler kitabın ön okumasını Sui Generis blogunda bulabilirler.)
İşin aslı böyle bir ilk bölümden sonra düşüncem Anna: Kan Giyinmiş Kız tarzı bir romanın beni beklediği yönündeydi. Ancak daha çok Derin Sularla Şeytan Arasında gibi bir kitap çıktı karşıma. Kan ve Tuz tam anlamıyla korku romanı değil. Ürkütücü ve mistik bir havası var, kabul. Hatta aralara sıkıştırılan şiirsel anılar öyle çok yakışmış ki kitaba. Gel gelelim ilerleyen bölümlerde o ürkütücü havasını kaybedip bize gotik bir Romeo ve Juliet hikayesi sunuyor. Yani korkmak için almayı düşünüyorsanız almayın bu kitabı. Korkacağınızı düşünerek uzak durduysanız ise geri dönün; çünkü romantizme doyacağınız gizemli bir hikaye sizleri bekliyor.
"Kuzgun derinlere gömülmüş sırların müjdecisidir; atalarımızın anılarının koruyucusudur ve ölümün habercisi olarak bilinir. Kuzguna hükmeden kadın, dünyaya hükmeder."
İşaretler ve Kehanetler | Sayfa 20
Konusu zaten tanıtım yazısında yeterince açık bir şekilde anlatılmış. Yeniden yazarsam muhtemelen spoiler vereceğim ve kitabın tüm büyüsü bozulacak. O nedenle bu seferlik pas geçiyorum. Kitapta gözünüze çok sık takılacak iki şey var: kuzgun ve mısır. Özellikle mısırdan gına gelebilir. İngilizce tanıtım yazısına bakanınız olduysa Stephen King'in Mısır Çocukları eseri ile Romeo ve Juliet'in harmanlandığı bir kitap olduğundan bahsedildiğini görmüşsünüzdür. Yalan! Neyse ki bizim yayıncımız akıllı da Mısır Çocukları'nın M'sini tanıtım yazısına eklememiş. Vallahi taşlanırlardı. Kitaba, "Bu kitap korkunç." dediğinde o kitap korkunç olmaz sayın yazar. Bunu bil. Ufaktan tüylerimi diken diken etmiş olabilir. Bazı sahneler kesinlikle bunu başarmış ama bu korkutmaya yetmiyor. Sırf karakterler habire mısır tarlalarında geziyor diye de Mısır Çocukları kitabıyla bir benzerlik kurulmaz. Deli misiniz kuzum o.O Kuzgunlar da her gotik kitabın olmazsa olmazı tabii onu da mısırların üzerine serpiştirdik mi tamamdır :) Bu ikili kitapta olmasa da olurmuş. Zaten kitabın ana unsuru siyah kurdele. Ah o kurdele... diyor ve susuyorum. Okuyun -_-
Beklentiler bir kitabın bazen güzel yanlarını görmenize engel olabiliyor. Korku beklentisiyle okunuyorsa büyük hayal kırıklığı yaratacağı kesin. Ama romantizm arayanlar bu kitapta lanetli bir aşkı, birlikte olmaması gereken iki genci bulacak. Bu kitabın en güzel yanı ise kolay kolay tahmin edilemiyor oluşu. Şahsen klişelerden bıkmış biri olarak yeni ve farklı bir anlatım, tahmin edilemeyen bir kurgu arayan benim için bu kitap gerçekten güzeldi. Yabancı Yayınları'nın harika ciltli baskısı ve Aslı Dağlı'nın tertemiz çevirisi de kitabın diğer güzel yanları tabii. Sanırım iki kitaplık seri olacak. Devamını okumayı dört gözle bekliyorum.
Not: Bu sefer ne hikayeden ne karakterlerden bahsettim. Ödüm koptu çünkü spoiler veririm diye. Kıymetinizi bilin :P
Tanıtım Videosu
Aşağıdaki ilk video tarafımdan yapıldı. Bu sefer kitabı anlatan bir metin oluşturamadım. Ben de kitabın o güzel şiirsel tarzını görebileceğiniz bir alıntı ekledim videoya. Ürkütücü ama korkutucu değil. Umarım beğenirsiniz.
İkinci video ise yazar tarafından yayınlanan yabancı tanıtım videosu. Kitaptaki aşk ve tabii ki mısırlar ön planda. Özellikle sonu şok edici. Kitapla ne kadar ilgilidir tartışılır ama videoya bakıp kitabı okumak istemeyecek az kişi vardır sanırım. Onlar da benim gibi korku sevmedikleri için istememişlerdir.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder