1 Mart 2015

Gözlerindeki Canavar - J. M. Darhower

Masaldaki yakışıklı prens, kötü adamın ta kendisiyse...


Kitap:
 Gözlerindeki Canavar
Orjinal Adı: Monster in His Eyes
Yazar: J. M. Darhower
Yayıncı: Yabancı
Yayın Tarihi: Şubat 2015
Sayfa Sayısı: 448
Çeviri: Arzu Altınanıt
Tür: Yetişkin, Erotik, Karanlık, Romantizm
Goodreads | D&R

Puanım:


Kırmızı Başlıklı Kız, Koca Kötü Kurt'a âşık olursa… Ignazio Vitale iyi bir adam değildi. Onu ilk gördüğümde tehlikeyi sezmiştim. Karanlık ve öldürücü… Büyüleyici ve ürkütücü... İstediğim her şey ve ihtiyacım olan son şey... Saplantı…

Beni ağına düşürmesi, yatağa atması ve hayatına dahil etmesi çok uzun sürmedi. Onun sırları vardı, hayal bile edemeyeceğim sırlar… Gözlerindeki karanlık, ürkütücü ve heyecan vericiydi. O, yakışıklı prens maskesi ardına gizlenmiş bir canavardı ve maskesini çıkardığında her şey değişmişti. Ondan nefret etmek istiyordum. Bazen ediyordum da... Ama bu onu sevmeme engel olmuyordu.

Karissa, annesinin aşırı korumacı davranışları ve çocukluğundan beri sürdürdüğü göçebe yaşantısından bunalmış ve bütün bunlardan kaçıp kendi hayatını yaşamak için New York University'de burslu olarak okumaya başlamıştır. Fakir olduğu ve bursunu kaybederse okul ücretlerini ödemeyemeyeceği için derslerinde başarılı olmaya çalışmaktadır. Ancak en yakın arkadaşının kolay olduğu konusundaki ısrarlarına aldanıp Felsefe dersini almasıyla hayatı altüst olur. Bir gün ders çıkışı cep telefonunu Felsefe sınıfında unutunca geri dönüp hocası ve tehlikeli ama aynı zamanda çok yakışıklı görünen bir adamın konuşmasına şahit olur. Bu adam onu hem korkutur hem de ilgisini çeker. Aynı gece tesadüfi bir şekilde aynı adamla karşılaşan Karissa'nın o geceden sonra adının Ignazio (Naz) olduğunu öğrendiği bu adamdan uzak durması mümkün olmaz.

Cinsellik ile başlayan ilişkileri zamanla romantik hislere yerini bırakır. Naz, kıza kendisinin ne kadar tehlikeli ve kız için ne kadar yanlış olduğunu söylese de hem kızın kafasındaki ondan uzak durmasını söyleyen çığlıklara hem de aralarındaki 20 yaş farka rağmen Karissa onu hayatından çıkaramaz. Naz'ın ona aşık olduğunu biliyordur ve kendisi de onun için her acıya katlanacak kadar Naz'a aşıktır. Ancak Naz ile geçirdiği her an ne tür bir belaya bulaştığını yavaş yavaş fark etmeye başlar:

1. Naz çok zengindir ama ne iş yaptığı belli değildir.
2. Naz'a kendisi dışında herkes Vitale diye hitap ediyor ve ondan ölesiye korkuyordur.
3. Naz değişiyor ve gitgide kızın canını yakmaya başlıyor ve karşısında bir canavar gibi davranıyordur.
4. Karissa'nın tanıdığı bazı kişiler ölmeye başlamıştır.
5. Vitale çok tehlikelidir ve Karissa'nın ondan kaçması gerekmektedir.

Çok sık erotik roman okumadığımı yorumladığım kitaplara bakarak fark etmişsinizdir. Hem erotik hem de dark türlerinde olan romanlardan ise özellikle kaçınıyorum. Çünkü karakterlerin yaşadığı bazı olaylar benim değer yargılarıma ters düşebiliyor ya da o karakterler için çok üzülebiliyorum. Ama ilginç bir konusu olduğu için Gözlerindeki Canavar'ı okumak istedim. Pişman değilim =P Ve yazacağım yorum da kitabın bu yönünü yargılamaktan uzak, tamamen objektif olacaktır.

Ne yazık ki hâlâ Goodreads kullanmayan ya da kullandığını zannedip aslında neyin ne olduğunu bir türlü anlamayan çok kişi olduğu için belirtme gereksinimi duyuyorum. Bu kitap Grinin Elli Tonu gibi BDSM değil. Ve bana göre Gözlerindeki Canavar çok daha başarılı bir kurguya sahip bir roman. Ancak kitabın türünün Dark olduğunu ve okumak isteyenlerin içeriğinde taciz, tecavüz, şiddet, cinayet gibi travmatik ögeler bulundurabileceğini unutmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu kitapta karakterler büyük travmalar yaşıyor. Bilginize. Sonra çıkıp ay ben bunun böyle olduğunu bilmiyordum çok iğrençti falan deyip kendinizi küçük düşürmeyin.

Kitabın dark ögelerini bir kenara bırakırsak baştan sona sağlam bir kurgusu ve anlatımı olduğunu söyleyebilirim size. Karissa'nın sevdiği adam ve korkuları arasında gidip gelişi çok başarılı bir şekilde aktarılmış. Naz'ın nefreti ve aşkını bir arada yaşayışı da keza öyle. Kızın yaşadığı tüm bedensel acıları aşkı için sineye çekip kalbi kırıldığında daha çok canının yandığını belirttiği sonlardaki sahneye ise bayıldım! Ayrıca yazar kitabın sonu hakkında ipuçları verirken pek bonkör davranmadığından sonunun en azından son 5 bölüme kadar tahmin edilebilir olduğunu düşünmüyorum. Aksine olaylar netleşene kadar ne Karissa'nın babasını ne de Naz'ın bütün bunları yapmaktaki asıl sebebini çözemedim. Eğer benzer kitaplar okuduysanız bazı kişilerden daha önce neler döndüğünü anlayabilirsiniz ancak ben tamamen yazarın insafına kalmıştım =D Tahminlerim çoğunlukla tutmadı ve yazar beni ters köşeye yatırmayı başardı.

Naz'ın geçmişi ve verdiği yemin ile Karissa'ya olan aşkı arasında gidip gelişi ve bu nedenle tutarsız davranışlarda bulunması özellikle sonlara doğru sebeplerini anladığımda beni rahatsız etmedi. Yaralı bir ruhun çektiği acıları izlemek gibiydi. Diğer yandan Karissa'nın tüm tehlikeleri bilip bunları görmezden gelişi ve zamanla kendi kendini nasıl kandırdığı, nasıl uydurduğu yalanlara tutunduğunu okumak da çok güzeldi. Bu aslında aşık olunduğunda sevdiği kişinin kötü yanlarını göremeyecek kadar kör olmanın en ekstrem örneğiydi bana göre. Her şey gözünün önünde ama görmemeyi tercih ediyor ve sırf o kişinin yanında kalmak uğruna fedakarlık yapıyorsun.

"O, şık yakışıklı prens maskesi ardına gizlenmiş bir canavardı. Ama şimdi olduğu gibi, aramızda mesafe olduğunu hissettiğim kimi zaman, kendimi şunu düşünürken buluyordum: Onun gözünde belki de gerçek canavar bendim."
Karissa | Sayfa 443

İlk defa bu türde bir kitaba 5 puan vermeye çok yaklaşmıştım ama ne yazık ki her ne kadar başarılı olduğunu düşünsem de beni rahatsız eden ve keşke o şekilde olmasaydı dediğim olaylar da vardı. Bu olayları kız aptal deyip geçmek istemiyorum. Çünkü özellikle kitabın sonuna doğru verdiği karar öyle akıllıcaydı ki (muhtemelen çoğumuz o kararı veremezdik) sonrasında yaptığı aptallıkla kızın zekasından şüphe duyacak duruma geldim. Bu şekilde başka olaylar da vardı. Ben yazar olsam eminim çok daha farklı şekillerle bu olayları bağlamanın bir yolunu bulurdum. Böyle başarılı bir kurguda bu şekilde pürüzler görmek beni baya rahatsız etti.

Kitabın bittiği yer tam sinir krizi geçirmelik. Şimdi ne olacak?! Naz ne yapacak? Karissa'ya ne olacak? Yaşadıkları tüm acıları atlatabilecekler mi? Kafamda deli sorularla serinin son kitabı Torture to Her Soul'u bekliyorum. Bu kitap Naz'ın gözünden mi anlatılıyor?! Onun düşüncelerini cidden merak ediyorum. Çabuk çıkar kitabı Yabancı T_T

Genelde bu tür şeyleri söylemem ama bu kitap biraz özel durum. Kitabın düzeltisinde adımı görebilirsiniz. Arzu Altınanıt'ın çevirisini ilk elden görüp ne kadar çok beğendiğimi söylemeliyim. Kitapta doğru düzgün hata bulamadıkça gözlerimden şüphe eder duruma gelmiştim =P Çevirmenin yaşadığı rahatsızlıktan dolayı kitabın redaksiyonu ve düzeltisi son haftaya kaldı. Son anda zar zor yetiştirdik ve bazı bölümler öyle yerlerde bitiyordu ki devamı için çevirmeni bazen 1-2 gün bazen de bir kaç saat beklemek işkenceden farksızdı. Kitabın redaksiyonunu yapan Tuğçe Nida Sevin'le çeviriyi beklerken yaptığımız kritikler çok ama çok zevkliydi. Nida benden önce okuduğu için her seferinde "şu bölümü okuduğunda ne tepki vereceksin merak ediyorum" ya da "şu olay şimdiki bölümde netlik kazanacak" gibi yorumlarda bulunup beni meraktan çatlatıyordu -_- Sanırım uykusuz kaldığım gecelere rağmen en zevk aldığım düzelti bu olmuştur. Hatalarım olduysa affola.

3 yorum :

  1. Güzel yorumlarınız için çok teşekkürler. Ben de aynı şeyleri Tuğçe'ye yaparak intikamınızı aldım merak etmeyin :)

    YanıtlaSil
  2. Tuğçe dayanamadı zaten son iki bölümü İngilizce okudu :D Sabah çeviri geldiği halde okumasını yapmayıp dizi izleyerek ben de intikamımı almış olabilirim =P Çok korktu yetiştiremeyeceğim diye :D

    YanıtlaSil
  3. Ben de neden hata bulamıyorum diyordum... :D İlginçtir ki ilk defa bir kitabın sonunu tahmin ettim ve tuttu! *-* Normalde hayatta beceremem :D Ellerine sağlık! (yorum için) (ve düzelti)

    YanıtlaSil