19 Ağustos 2013

Benim İçin Öl - Amy Plum


Aşk için hayatını riske atar mısın?

Kitap: Benim İçin Öl
Yazar: Amy Plum
Yayıncı: Akılçelen Kitaplar
Yayın Tarihi: Ocak 2012
Sayfa Sayısı: 352
Seri Adı: Geri Dönenler #1
Tür: Fantastik, Genç Yetişkin, Romantizm
Goodreads | Arkadaş Kitapevi

Puanım:


Paris'in muhteşem dekorunda geçen Benim İçin Öl'de, Amerika'da anne ve babasını trafik kazasında kaybedince, ablasıyla dedelerinin yanına taşınmak zorunda kalan Kate ile onun saf güzelliğine tüm benliğini kaptıran yakışıklı Fransız genci Vincent'in ruhlara işleyen aşkları anlatılıyor.

On altı yaşındaki Kate, Brooklyn'den, Paris'e taşındığında, acı günlerini kitap okuyarak ve sanatla iç içe geçirerek atlatmaya çalışır. O sırada, uyur haldeyken bile onu görebilen bir çift gözün kendisini aşkla izlediğinden habersizdir. Kate’in, bir kafede kitap okurken gördüğü ve tüm genç kızların yüreğini hoplatacak kadar yakışıklı olduğundan kendisine hiç takılmayacağını düşünerek iç geçirdiği Vincent’ın gözleridir bunlar.

Vincent ile Kate kendilerini karşı konulamaz bir aşkın kollarına bırakırlar. Ama bu aşkın önünde gizemli ve ürkütücü bir engel vardır. Vincent normal bir insan değildir. Hayatını her gün riske atmasına neden olan korkunç bir yazgıya mahkumdur. Ayrıca onu ve tüm ırkını yok etmeye çalışan ölümsüz ve tehlikeli düşmanlara karşı koymak zorundadır.

"Ölümden sonra hayat var mı?" sorusuna ilginç bir cevap getiriyor yazarımız. Birilerini kurtarmak için kendini feda eden iyi kalpli insanların sonsuza kadar var olan geri dönenlere dönüşmesini konu alarak farklı bir fantastik türle tanışmamızı sağlıyor. Geri dönenler de vampirler gibi aslında. Hatta ne yalan söyleyeyim yazarın Twilight serisinden etkilendiğini düşünüyorum. Yine hayatta pek amacı kalmadığını düşünen zeki, güzel ve olgun bir esas kızımız ile kızı sapık gibi izleyen ama onu çok istese de ondan uzak durması gerektiğini bilen yakışıklı, sempatik ve centilmen esas oğlanımız var. Önceden de dediğim gibi Twilightvari bir başlangıç yapan kitap bir yerden sonra özgün bir hal almaya başlıyor.

Kitabın ilk yarısı ikilinin tanışması, kızın ne zaman oğlanın yanında olsa mistik olaylarla karşılaşması ile geçiyor. Buralarını sevdim aslında. Tanışmalar ve karakterlerin başlarda hissettiği o saf duygular hep ilgimi çekmiştir. Kate ve Vincent'ın tanışmaları ve sonrasında yaşanan tesadüfi karşılaşmaları kitaba güzel bir hava katmış bence. Ortalarında esas oğlanımız tüm sırları ortaya döküyor ve iki aşık bazen öpüşe koklaşa bazen de tartışa tartışa uzuuuun ve sıkıcı anlar yaşıyor. Peki sonra ne oluyor? Yazar durumun umutsuzluğunu farketmiş olacak ki konu ilginçleşmeye başlıyor. Düşman bir tür olan Numa'larla tanışıyoruz. Onlar hakkında pek bir şey anlatmak istemiyorum ki heyecanı kaçmasın. İki ezeli tür ve arada kalan aşık çiftlerimiz kendilerini kötü bir durumda buluyor ve Kate hem aşkı hem de hayatı için büyük bir savaş vermek zorunda kalıyor.

"Evet, sen ve ben sadece arkadaşız; dostane bir yürüyüşe çıkmış iki arkadaş. Ne daha fazlası ne daha eksiği."
"Aynen öyle!" diyerek hemfikir olduğumu belirtirken yüreğim acıyla burkuldu.
Yüzünü kocaman bir gülümseme aldı, bana doğru eğilip yanağımdan öptü. "Kate," diye fısıldadı, "Çok safsın."
Sayfa 56

Yazarın konuyu bulmaktaki başarısını karakterlerde ve kurguda gösteremediğini düşünüyorum. Çünkü kitabın ortalarında baya sıkıldım ve karakterlere de bir türlü ısınamadım. Kate öyle ne çok sevdiğim ne de nefret ettiğim türden bir karakterdi ama sıkıcı bir karakter diyebilirim. Hayattan zevk almayı bıraktığı bir anda aşkı buluyor. Eh hoş çocuk şu bizim Vincent. Aşık olması normal. Ama ne kadar kararsız çıktı kız yahu. Oğlanı bir kendine çekiyor bir itiyor anlamadım gitti o_O Diğer yandan Vincent bildiğiniz ideal erkek. Her genç kızın hayalini süsleyen yakışıklı ve anlayışlı erkeğin beden bulmuş hali resmen. Peki ben Vincent'ı sevdim mi? Hayır! Bana göre fazla mükemmel bir karakter. Ya da en azından kendini öyle görünmek için zorluyor ki bu da daha çok sinirimi bozuyor. Kasma çocuğum kendini, rahat ol biraz aaa =P

Kitapta sevdiğim 3 şey vardı. İlki Paris! Ne güzel şehir o öyle yahu kıskandım Kate'i. Kitaptan sonra özellikle gitme isteği uyandırdı bende. Amy'den iyi rehber kitabı yazarı olurmuş. Paris'te gezmediğimiz yer, tatmadığımız lezzet kalmadı. Hazır lezzet demişken ikinci sevdiğim şey de tabii ki o birbirinden lezzetli görünen (okurken bile burnuma kokuları geldi düşünün) Fransız yemekleriydi. Bayıldım bayıldım! Hemen internette o yemekleri ve tatlıları araştırdım ben de tabii ki =) Bir kısmını yemişliğim olsa da çoğunu ilk defa duydum. İzmir'de Fransız yemekleri yapan bir mekan bileniniz var mı? Ve son olarak yazarın kurgudaki beceriksizliğini kapatan anlatımına gelelim. Kadın tam laf ebesi çıktı iyi mi o_O Her bölümde insana dokunan bir cümle bulmak mümkün. Çoğu aşk ile ilgili olsa da bir kısmı da ölüm, dostluk, umut gibi konularda harika şeyler yazmış yazarımız. Hepsini eklemeye kalksam sanırım tüm kitabı yazmam gerekir o nedenle sadece birini yayınlıyorum. Eğer kitabı okursanız bunun gibi pek çok güzel cümle ile karşılaşacağınızı söyleyebilirim.

Burada hepimiz kaybolmuş ruhlarız. Ve iyi ki birbirimize sahibiz.
Vincent | Sayfa 286

Kitap daha çok gençlere ve romantiklere hitap ediyor bence. Yani bu tür kitapları sevenlerin çok beğeneceğini düşünüyorum. Benden geçti sanırım =P (ahhh kendimi çok yaşlanmış hissediyorum T_T)

2 yorum :

  1. Asvajfkfdhn bir yazarın can çekişmesi diyesim geldi nedense. Ben de çok yaşlandım bu tür kitaplar için, lisede olsam balıklama atlardım muhtemelen. Yorumlarını çok seviyorum bu arada, harikasın! :)

    YanıtlaSil
  2. Aynen öyle oldu XD Seriyi sevmedim bir de tur için üst üste okumak zorunda kaldım. İşkence çekiyorum kaç haftadır T_T Böyle güzel sözler görmek beni çok mutlu ediyor *-* Çok teşekkürler ^^

    YanıtlaSil