Kitap: Final
Yazar: Becca Fitzpatrick
Yayıncı: Pegasus
Yayın Tarihi: Kasım 2012
Sayfa Sayısı: 411
Seri Adı: Hush Hush
Tür: Fantastik, Genç-Yetişkin, Romantizm
Nora ve Patch tüm sorunların geride kaldığını düşünmektedir ve genç kız, kovulmuş meleğe karşı hissettiği sevgiden her zamankinden daha emindir. Kovulmuş melek olsun ya da olmasın hayatının aşkı odur. Kökenleri ve kaderleri, birbirlerine düşman olmalarını gerektirse de Nora, Patch'e sırtını dönmeyecektir fakat ikisi de son bir tehlikeyle yüzleşmek için güçlerini toplamalıdır. Hank ölmüştür ve istemeden de olsa Nefilim ırkının lideri olan Nora onun başlattığı işi bitirmek zorundadır. Bu da kovulmuş melekleri, yani Patch'i yok etmesi gerekeceği anlamına gelmektedir. Böyle bir şeyin olmasına asla izin vermeyeceğinden, Patch'le birlikte bir plan yapar. Amaçları savaşı daha başlamadan bitirmektir.Fakat bazen en iyi hesaplanan planlar bile ters gidebilmektedir. Nora yeni görevine alışmaya çalışırken hiç beklemediği bir şekilde, bağımlılık yapıcı bir güce kapılmaktan kendini alıkoyamaz.Savaş hatları çizilirken Nora ve Patch hangi tarafta yer alacaktır? Aralarındaki farklılıklarla yüzleşirken bunları ya görmezden gelecek ya da uğruna savaştıkları sevginin yok olmasına sebep olacaklardır. Nihayetinde aşkın bile üstesinden gelemeyeceği engeller yok mudur?
Önceki yazımda da dediğim gibi serinin ilk üç kitabını 2 sene önce set olarak Hepsiburada'dan almıştım. Kitap hakkında bir fikrim olmadığı zaman genelde bu tür alışveriş sitelerine bakarım kim ne yorum yazmış diye. Yorumların hepsi çok güzel olduğu yönündeydi. Ben de kitaplığıma ciltli kitaplar ekleme amacıyla hiç düşünmeden üç kitabı birden almıştım.
Twilight ile ülkemizi de saran genç-yetişkin fantastik (vampir, kurt adam, melek vs.) furyasının ilk meyvelerinden olan Hush Hush serisi düşmüş bir meleğe aşık olan insan kızın başından geçen ilginç olayları anlatıyordu. Zaten pek çok furyada (bkz. Grinin Elli Tonu) çıbanın başı Twilight! Pek çok gencin ilgisini çeken seri ülkemizde de büyük beğeni topladı. Twilight'ı ergenlik dönemimden yeni çıktığım zamanlarda okuyup hiç değilse ilk iki kitabını sevmiş birisi olarak bu kitabı da sevebileceğime inanıyordum. Nitekim serinin ilk kitabı Fısıltı hoşuma gitmişti. Seri kitapları set olarak almanın en güzel yanı hiç beklemeden devamını okuyabilme imkanınız olmasıdır. Ben de beklemeden 2. ve 3. kitapları okudum. Ancak ikisini de sevmedim.
Yazar ilk kitabın aksine bu kitaplarda özgün olamamış ve tabiri caizse kendini tekrarlamıştı. Bunun en güzel örneği Nora karakterinin her kitapta birileri tarafından kaçırılıyor olmasıydı =) Becca, 4. kitapta da bu geleneği bozmamış baş karakterini yine birilerine kaçırtmış. Yazarın bu Kurgu yoksunluğu başta güzel başlayan serinin sonraki kitaplarında benden hep daha kötü puanlar almasına sebep oldu.
Serinin son kitabından kısaca bahsetmem gerekirse:
Nora, Hank'ı öldürmüş ve zorla ettiği yeminden dolayı Nefilim ordusunun lideri olmuştur. Ancak Nora düşmüş meleklerle yapılacak bir savaşta lider olmak değil, Patch ile mutlu bir hayat istiyordur. Nefilim ırkı bir anda ortaya çıkan bu lideri kabul etmek istemez. Özellikle de bir düşmüş melek ile çıktığı için. Nora bir yandan sevgilsini gizleyip diğer yandan Patch ile zaman geçirmeye çalışsa da en sonunda bir grup kızgın Nefilim tarafından kaçırılıp Patch'den ayrılmaya zorlandığında bir oyun oynayıp Nefilimleri kandırmaktan başka şansı kalmaz, bir de Nefilim sevgili bulmalıdır tabii. Hank'a Nora'yı koruyacağına söz veren Dante, bu iş için biçilmiş kaftandır. Bir yandan sevgili rolü oynarken diğer yandan kaçınılmaz savaşta güçlü olabilmesi için Nora'yı eğitmeye başlar. Nora yeni güçlerine alışmaya çalışadursun, kızgın bir baş melek, bedenini ele geçirmek isteyen düşmüş melekler, onu kabul etmeyen Nefilimler ve Hank ile birlikte yok olduğuna inandığı şeytan hilesi ile uğraşmak zorunda kalacaktır. Peki yaklaşmakta olan savaşı durdurmalı mı yoksa bu savaşta Nefilimlerin lideri olarak görevini yapmalı mıdır?
Kitabın 150 sayfası sıkıntıdan günlerce bitmek bilmedi. Sadece 10 sayfa okuyup da sıkılmak mümkün müdür? Hele de böyle çerez diye tabir edebileceğimiz bir kitapta o_O Araya Beni Seç ve Nemesis girdi. Ben resmen kitabın konusunu unutmaya başladım.
150 sayfadan sonra konu biraz da olsa ilginç bir hal almaya başlıyor. Ancak hala bir şeylerin eksikliğini hissediyorsunuz. Yazar da bunun farkında olacak ki kitabın sonlarına doğru yine sadakatsizlik, kayıplar, güven gibi duygusal temaları öne çıkartarak okuyucuyu etkilemeye çalışıyor. Tabii kitaba küçük sürprizler ekleyerek şaşırtma kozunu da sonuna kadar kullanıyor. Kitabın en duygusal sayılabilecek yerlerinde bir parça bile üzülmedim =D Sürprizlerin çoğu bana saçma ve gereksiz göründü.
Kısacası yazar kitabı resmen "oldu bitti"ye getirmiş. Çok fazla düşünülmeden kurgulanmış bir kitap var karşımızda. Eğer 2. veya 3. kitapları çok sevmediyseniz ve ne olursa olsun seriyi bitirmek gibi bir gayeniz yoksa bu kitabı okumasanız da olur derim =)
Bu da Goodreads puanına her zaman güvenemeyeceğimizin bir kanıtı olsun.
3. kitaba 1 puan vermiş biri olarak, bu kitabı zaten sevenlere anlam veremiyorum. Bi insanın kitaplığına bakarken önce hush hush'a kaç vermiş diye bakıyorum. 5 falansa direk o kişinin benim için kayda değer bir kitap önericisi olmadığını anlayıp listesinden *fiti fiti* uzaklaşıyorum :D Bu açıdan çok yararlı bi kitap xD
YanıtlaSilTwilight sevenlerin seveceğini düşünüyorum aslında. Ne beklediğine göre de değişiyor =D Seriye 5 verenlerin çoğu ergen zaten ya xD Diğer yandan zevk meselesi... Bir şey diyemem ihihihiii ^-^
YanıtlaSilKız Twilight sevenler diyorsun da >_> Ben bugüne bugün Twilight severim :D Hiç de saklamadım. Filmleri berbat ama yazarın hem Göçebesi hem de Alacakaranlık serisi benim çok beğendiğim kitaplar arasında *-* Yazarın bir sonraki kitabını da merakla bekliyorum :P Ama hush hush... :/ Neyse artık :P Zevk meselesi dediğin gibi işte.
YanıtlaSil