22 Haziran 2013

Bu Yaz Neler Okusam? #1

En uzun günü de geride bıraktığımız şu günlerde artık yaza girdiğimizi anlamış bulunuyorum! Onu geçin Temmuza ne kaldı şunun şurasında o_O Bu dönem çok ağır geçince bir de finaller bir türlü bitmek bilmeyince çok fazla kitap okuyamadım :( Kitaplar bitmeden habire yenilerini alınca da ev okunacak kitaplarla doldu. Ama ama ama daha benim stajım var Temmuz'da T_T Ne ara okunacak falan filan derken staj öncesi okunacakların bir listesini çıkartayım dedim :D Herhangi bir sıralama yapmaksızın kitaplıkta gözüme takılanları ekliyorum.

1. Tuğçe'nin öve öve bitiremediği ve son alışverişimde sepete eklemekten kendimi alamadığım kitap. Çoğunlukla beğenildiği için şöyle duygusal bir kitaptan sonra mı okusam yoksa hemen mi okusam karar veremiyorum.
Kalbini sadece bir kez verebilirsin; ondan sonraki her şey ilk aşkının peşinden gelir.
Her fırsattan istifade etmesiyle bilinen sivri dilli Olivia Kaspen, akılsızca çekip gitmesine izin verdiği eski erkek arkadaşı Caleb Drake ile şans eseri karşılaşınca kendisini ilk aşkıyla ikinci bir şans isterken bulur. Caleb'ın hafızasını kaybettiğini öğrenen Olivia, onu geri kazanmak için ne kadar ileri gidebileceğine karar vermelidir. Ancak gerçek kimliğini ve kötü geçmişlerini gizli tutmaya çalışan Olivia'nın en büyük engeli Caleb'ın kurnaz yeni kız arkadaşı, Leah Smith'tir. Böylece bu iki hırslı kadın arasında kendilerini hatırlamayan bir adamı elde etmek için girdikleri vahşi bir mücadele başlar. Ama çok geçmeden Olivia, bir zamanlar kendisinin olanı almak için savaşırken yalanlarının sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalır.
Peki, aşk her şeyi affeder mi?

2. Yine aynı alışverişte aldığım, aslında İzmir Kitap Fuarı'nda karton çantasına göz dikip sonra nedense almaktan vazgeçtiğim, büyük ihtimalle okurken salya sümük ağlamama sebep olacak kitap. Okumak için sabırsızlanıyorum *-*
Birbirlerine aşktan başka verecek hiçbir şeyleri yoktu...
Yaşamın ince detayları Lou'dan sorulur. Otobüs durağıyla ev arasında kaç adım var? Çalıştığı kafeye gelip gidenler nasıl bir hayat yaşıyor? Parlak yeşil elbisenin altına ne renk külotlu çorap giyilir? Onda bu soruların hepsinin cevabı var. Kolayca mutlu olabildiği küçücük dünyasında bilmediği tek şey hayatın çok daha karmaşık soru ve cevaplarla dolu olduğu...
Geçirdiği motosiklet kazasıyla hayatı altüst olan Will uzun süredir karmaşık sorularla meşgul. Bu hayatta diğer insanları mutlu eden küçük şeyler ona biraz olsun keyif vermiyor. Çevresindeki tüm renkler birden griye dönmüş ve böyle bir umutsuzluk içindeyken yapabileceği tek şeyin hayatını sonlandırmak olduğunu düşünüyor.
Peki, asık suratlı, aksi ve geçimsiz Will, Lou'nun rengârenk yaşamıyla karşılaşırsa neler olur?
Mucizelere inanmıyorsanız durup bir kez daha düşünün...

3. Kitaplığımda Delidolu etiketli ikinci kitabım. Staj öncesi bir günde bitecek ince bir kitap olma özelliği taşıyor. Bakalım dedikleri kadar güzelmiymiş...
Belki hayatını bu iş üzerine kurmuş insanlar, hatta aileler olduğunu bilmek tüylerinizi ürpertebilir. Ama Katarina'nın heyecanlı ve "eğlenceli" dünyası size tüm önyargılarınızı unutturacak.
Ailesinin sürdürdüğü yasadışı işlerden fena halde sıkılan Katarina Bishop, çareyi, prestijli bir yatılı okulda yeni bir hayat kurmakta bulur. Ama Katin bu firari macerası fazla uzun sürmeyecektir. Milyarder arkadaşı Hale, ne yapıp edip yetenekli hırsızımızın okuldan atılmasını sağlar. Amacı, Katarina'yı yalnızca aileye geri kazandırmak kadar masum değildir elbette. Hırsızlar sosyetesinin ileri gelenlerinden Arturo Tacconenin evinden beş değerli tablo çalınmıştır ve soygunun tüm detayları, potansiyel hırsız için tek bir kişiyi işaret etmektedir; Katarina'nın pek sevgili babasını.
Kurdukları ekip ile birlikte Kat ve Hale'in, soyguncuyu yakalamak, aileyi bir araya getirmek ve bazı aşk tohumlarını yeşertmek için yalnızca iki haftaları var; karşılarına çıkacak pek çok engele rağmen bunu başarmak içinse oyundaki aklı Kat, enerjiyi Hale, işlerine duydukları aşk ise ikisinin birlikteliğini yönetecek. 
Dünyanın en seçkin müzelerinden biri için planlanan soygun, özünde iyiliğe hizmet etmeli; eserlerin gerçek sahipleriyle buluşmasına, parçalanmış bir aileyi bir araya getirmeye ve biraz da... üzeri örtülen bir aşkın su yüzüne çıkmasına.

4. Hazalcığımın doğum günü hediyesi  Aslında Apollyon'un çıkmasını bekliyordum ama o da zaten Temmuz'da çıkacakmış. Staj sırasında merakımı dizginleyebileceğimi umarak okumaya karar verdim. Ama son güne bırakmayayım bence. Sinirlerim bozuk olmasın stajın ilk gününde =P
Akit'in kuralları Alex'i neredeyse ölüme gönderiyordu. Konsey onun Catskills'de ne yaptığını öğrenseydi, onu kimse kurtaramazdı, tabii Aiden'ı da. Furiler, Alex'in peşindeydi, şimdi de onu ele geçirmek isteyen başka güçler var.
Alex sürpriz bir mektup alıyor, yazanlar karşısında ne yapacağını bilemiyor ve Seth'le gittikçe daha da yakınlaşıyor. Birlikte yaptıkları antrenmanlardan biri Alexin bir Apollyon işareti daha kazanması ile sonlanıyor ve bu Alexi bir adım daha Uyanmaya yaklaştırıyor.
Alex'in doğum günü yaklaştıkça sanki etrafındaki tüm dünya paramparça oluyor; geleceğin Apollyon'u aşk, kader ve yalanlar arasında sıkışıp kalıyor. Tanrılar öfkelerini serbest bırakınca yaşam geri dönülmez bir şekilde değişecek. Furiler, İblisler, Safkanlar, Melezler ve Avcılar hiç beklenmedik bir geleceğe hazırlanıyor. 
Tarih tekerrür ediyor fakat bu defa işler, pek de iyi gitmiyor.

5. Annem arkadaşından almış kitabı. Sırayla hepimiz okuyoruz. Şimdi babamda sıra mesela. Sonra ben okuyabilirim. Annemin "Oku şu kitabı da geri verelim." zorlamalarından kurtuluş yok gibi =D
Emir ve Hasan, Kabilde monarşinin son yıllarında birlikte büyüyen iki çocuk... Aynı evde büyüyüp, aynı sütanneyi paylaşmalarına rağmen Emirle Hasan'ın dünyaları arasında uçurumlar vardır: Emir, ünlü ve zengin bir iş adamının, Hasan ise onun hizmetkârının oğludur. Üstelik Hasan, orada pek sevilmeyen bir etnik azınlığa, Hazaralara mensuptur.
Çocukların birbirleriyle kesişen yaşamları ve kaderleri, çevrelerindeki dünyanın trajedisini yansıtır. Sovyetler işgali sırasında Emir ve babası ülkeyi terk edip California'ya giderler. Emir böylece geçmişinden kaçtığını düşünür. Her şeye rağmen arkasında bıraktığı Hasa'nın hatırasından kopamaz.
Uçurtma Avcısı arkadaşlık, ihanet ve sadakatin bedeline ilişkin bir roman. Babalar ve oğullar, babaların oğullarına etkileri, sevgileri, fedakârlıkları ve yalanları... Daha önce hiçbir romanda anlatılmamış bir tarihin perde arkasını yansıtan Uçurtma Avcısı, zengin bir kültüre ve güzelliğe sahip toprakların yok edilişini aşama aşama gözler önüne seriyor.

6. Son olarak da şu anda okuduğum kitaptan bahsedeyim. Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer adlı serinin ikinci kitabı olan Safir Mavi'yi okuyorum. Dün ilk kitap bitti. Çok ama çok güzeldi *-* Tam benlik! En kısa zamanda yorumumu yayınlayacağım. Serinin son kitabı ne zaman çıkar bilmiyorum. Pegasus'un "çok yakında"dan kastı umarım bir kaç ay içindedir. Çünkü yazar kitaplarında kaldığı yerden devam ediyor =( Sanki tek kitapmış da sonradan bölmüşler gibi o_O Beklemesi çok zor olacak. Keşke son kitap çıkmadan başlamasaymışım T_T


Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer I - Yakut Kırmızı
Tüm zamanların sınırlarını aşan bir yolculuğa hazır mısınız?

Bazen sır küpü bir ailede yaşamak gerçekten de zordur. En azından 16 yaşındaki Gwendolyn bundan kesinlikle emindir. Ta ki günün birinde kendini son yüzyılın Londrasında bulana dek. O zaman bunun ailesinin en büyük sırlarından biri olduğunu anlar. Buna karşın anlamadığı; bu zaman yolculuğunda aşka yer olmadığıdır. Çünkü bu, durumu daha karmaşık hale getirmekten başka bir işe yaramaz!



Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer II - Safir Mavi
Acemi bir âşığı geçmişe yollamak iyi bir fikir olmayabilir!

En azından on altı yaşındaki çömez zaman yolcusu Gwendolyn böyle düşünüyordur. Bu macerada Gideon ve Gwen dünyayı kurtarmak ya da menuet dansını öğrenmek gibi pek çok sorunun üstesinden gelmek durumunda kalacaktır. (Üstelik ikisi de hiç kolay değildir!) Bütün bunlar yetmezmiş gibi Gideon büsbütün tuhaf davranmaya başlayınca, Gwendolyn artık hormonlarını kontrol altına alma zamanının geldiğini anlayacaktır! Çünkü işin içinde aşk varken zaman yolculuğu yapmak pek mümkün görünmemektedir...
Staj sırasında tur kitapları olursa onları okurum gibi geliyor. 26 Temmuz'dan sonra da evdeki tüm okunmamış kitapların kökünü kurutmayı düşünüyorum =P

Sizce bu kitapları hangi sırada okuyayım?

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder